Geçenlerde bir yerde duydum intihar eden insanların son konuşmaları ya da mektuplarına bakıldığında genelde "işimi kaybettim...", "eşim beni terk etti.." tarzı şeyler çıkıyormuş ortaya. Yani insanlar hayata tutundukları ana dallarından biri ortadan kalktığında yaşayamaz hâle geliyorlar. Hayat bize perspektifler sunuyor sanıyoruz, her şeyde bir derinlik arıyoruz ama esasında böyle bir şey yok. Hayat size, sizi, sizin değer verdiğiniz yargılar üzerinden yansıtmaktan başka bir şey yapmıyor. Bir nevi ayna görevi görüyor yani. Eş, iş, ev, araba, para, kariyer, moda, müzik, resim... ve daha nicelerinden oluşan bir aynalar topluluğu var ve hayatımıza bunlarda ki silüetlerimize bakarak yön veriyoruz. Bu aynalardan kendisi için en önemlisini kaybeden insan da artık hayatına yön veremeyeceğini düşünüp belki de kendine son bir iyilik yapıp tüm aynalarını kırmayı seçiyor.
Şimdi böyle diyorum diye intihar falan edeceğimi sanmayın çok beklersiniz :). Yaşamayı seviyorum ben bi kere, ama siktiğimin dalgasını bi türlü kotaramadım. Saçma sapan bi insan oldum ya, özellikle son dönemlerde. Benim bile kendime yakıştıramadığım şeyler yapıyorum bazen. Aynı insanlarla aynı mekanlara gidip aynı şeyleri yapmayı sosyallikten sayar olmaya başladım ve bunun farkına varmakta çok can sıkıcı. Ama asıl mesele bu değil, bu monotonluktan her şeye rağmen mutluyum bunun da farkındayım, asıl mesele kişisel. Ulan bir hobim bile yok ya. Sorsanız internette takılmak, kitap okumak, müzik dinlemek diycem başka bir şey yok. Bu mudur yani?
En son ne zaman bi sevgilim oldu? En son ne zaman aşık oldum? İlkinin cevabını cidden bilmiyorum o kadar uzun zaman oldu yani. İkincisini biliyorum da onunda üstünden epey bi geçti ben aşıkken mahallede kısa donla gezen çocukların, çocukları kısa donla geziyor şimdi. Duygusal olarak tezatlıklar içindeyim, kalabalığın içindeyken ki o neşeli halim yalnızken yerini hüzne karamsarlığa bırakıyor. Çok uzun zamandır bi kız için yoğun hisler hissetmiyorum mesela tabi küçük kıpraşmalar oluyor ama onları da bok etmeyi beceriyorum hemen...Bu da kendi kendimi sorgulamaya itiyor beni ve özgüvenimi zedeliyorum.
Çok yoruldum şimdi, daha fazla yazamayacağım bi ara devam ederiz :)